Ludwig Maximillians Münih Üniversitesi’nde tümör immünolojisi alanında baş araştırmacı olarak görev yapan ve Amerika’da cerrahi onkoloji üzerine çalışmalar gerçekleştiren Prof. Dr. Dominik Ruettinger, kanser tedavisinde umut vadeden yeni yöntemler hakkında önemli bilgiler verdi. Yapay zekanın kanser tedavilerinin geliştirilmesindeki etkilerini de vurgulayan Prof. Dr. Ruettinger, 31 Mart-1 Nisan tarihleri arasında Berlin’de yapılan uluslararası toplantıda dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Onkolojide yeni stratejinin ‘hassas ilaç geliştirme’ olduğunu ifade eden Ruettinger, bilim dünyasının kanser hastaları için ‘daha nazik ilaçlar’ üzerinde çalıştığını belirtti.
Prof. Dr. Ruettinger, hedeflenmiş alfa terapisinin, radyasyon tedavisinin ilaç şeklinde verilebilmesi şeklinde özetlenebileceğini ve özellikle agresif prostat kanseri vakalarında, radyasyon izotoplarının kemikteki kanser hücresini hedef aldığını açıkladı. Henüz sadece agresif prostat kanserleri için onay almış alfa terapisinin, tümörden kaynaklı kalsiyum kaybını bularak sağlıklı dokuya minimum düzeyde zarar verdiğini dile getirdi. Sigara dışı akciğer kanseri üzerinde de erken dönem çalışmalar yapıldığını ve bu alanda daha yolun başında olunduğunu belirten Ruettinger, hedefli alfa moleküllerinin kanser hücresinin DNA’sını geri dönülmez şekilde tahrip ettiğini ve bunun sağlıklı dokulara zarar vermeden gerçekleştirildiğini kaydetti.
BİLİM, ‘DAHA NAZİK’ İLAÇLARA ODAKLANDI
Prof. Dr. Ruettinger, onkoloji alanında yürüttükleri çalışmalarda, “Tümör hücrelerini hedeflemek ve etkili bir şekilde öldürmek için yenilikçi yollar arıyoruz. Amaç, hastalar tarafından iyi tolere edilen oldukça etkili tedaviler geliştirmektir. Hasta merkezli tedaviler son derece önemli. Bu nedenle, ‘daha nazik ilaçlar’ terimini geliştirdik. Artık 50 yaşından önce teşhis edilen genç kanser hastaları görüyoruz. Bu durum, tedavi direnci gibi sorunların daha kritik hale geleceği anlamına geliyor. Dolayısıyla, hem etkili hem de iyi tolere edilen tedavilere ihtiyaç duyulmaktadır.” dedi.
‘HEDEFE YÖNELİK RADYASYON İLE SAĞLIKLI DOKU DAHA İYİ KORUNUYOR’
Son yıllarda kanser tedavisinde ‘hedefli radyasyon’ kavramının ön plana çıktığını belirten Prof. Dr. Ruettinger, “Hedefe yönelik moleküle bağlı radyasyon, tümör hücrelerine özel radyasyon yayan ve bu hücreleri öldüren bir antikordur. Alfa radyasyonunun bu kategorideki umut verici özelliklerini geliştiriyoruz. Alfa parçacıkları enerjisi yoğun ve kısa mesafe kat edebildikleri için sağlıklı dokulara zarar vermeden tümör hücrelerini etkili bir şekilde öldürebiliyor. Bu, kanserdeki zararları en üst düzeye çıkarma ve normal hücrelere verilen zararı minimize etme hedefimizle mükemmel bir uyum içerisindedir.” ifadelerini kullandı.
‘ARTIK TÜMÖRÜN ZAYIFLIKLARINI HEDEFLİYORUZ’
Kanser tedavisinde aranan çözümlerin tümör hücrelerinin zayıflıklarına odaklandığını belirten Prof. Dr. Ruettinger, “Geliştirdiğimiz ilaçlar, tümör hücrelerine zarar vermekte ve hastanın hastalık sürecinde olumlu değişiklikler yaratmalıdır. Bu nedenle, başlangıçta tümör tipine veya tedavi yöntemine odaklanmıyoruz, öncelikle tümör hücresinin zayıflıklarını belirlemeye çalışıyoruz. Bu titiz yaklaşımın, başarıya ulaşmamızı sağlayacağına inanıyorum.” dedi. Şu anda 9 adet Faz 1 programlarının bulunduğunu ekleyen Ruettinger, bu programların küçük moleküller, antikorlar ve radyofarmasötikler gibi çeşitli alanları kapsadığını ifade etti.
‘YAPAY ZEKA İLE TOMOGRAFİDEN MUTASYON TAHMİNİ MÜMKÜN’
Yapay zekanın kanser tedavilerinde dönüşüm yaratan bir unsur olacağını vurgulayan Prof. Dr. Ruettinger, “Şu anda yapay zekayı içermeyen ilaç geliştirme programı yok. Karmaşık verilerin işlenmesi ve analizi için makine öğrenimi ve yapay zeka uygulamalarına güveniyoruz. Tümörlerden gelen temel genomik verileri inceleyerek, bunları tedavi sonrası hasta sonuçları ile ilişkilendirebiliyoruz. Bu bağlantıları kurmak çok önemli, ancak bazen zorlu olabiliyor. Yapay zeka, bu ilişkileri netleştirmede önemli yardımcı olmaktadır. Örneğin, belirli akciğer kanseri mutasyonları için uygun hastaları belirlemek zordur. Fakat yapılan küçük bir çalışmada, BT tarama görüntülerinden bu mutasyonları tahmin etmenin mümkün olduğu ortaya çıktı. Her hasta için standart bir prosedür olan bir BT taraması ile, artık belirli mutasyonlar için testi gereken hastaları belirleyebiliyoruz. Bu, hedeflediğimiz pratik, yapay zeka destekli faydalardan biri olmaktadır.” şeklinde konuştu.
