CHP İstanbul Milletvekili Salih Uzun, Sözcü TV’de Uğur Dündar’ın moderatörlüğ yaptığı Arena programında, Ekrem İmamoğlu ve ‘Kanal İstanbul’ konuları üzerinden hükümeti sert bir dille eleştirdi.
Uzun, 19 Mart tarihinde yapılan İBB’ye yönelik operasyon ve İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla ilgili olarak, bu olayların siyasi hedefinin Ekrem İmamoğlu, maddi hedefinin ise Kanal İstanbul olduğuna inandığını belirtti. “Bu konuda hiç şüphem yok” ifadelerini kullanan Uzun, yaşananların bu görüşünü desteklediğini vurguladı.
18 Mart’ta başlayan diploma iptaline dair yaşananlarla ilgili olarak, bu gelişmeleri bir “18-30 Mart darbesi” olarak nitelendiren Uzun, o gece gerçekleşen olayların önemli bir dönemeç olduğunu öne sürdü.
Uzun, iktidarın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “milletle inatlaştığını” ifade etti. Kanal İstanbul projesinin, bu inatlaşmanın temel unsurlarından biri olduğunu savundu. Ayrıca, avukatları aracılığıyla bir açıklama yapan Buğra Gökçe’nin de bu projeyi “milletle inatlaşma projesi” olarak tanımladığını dile getirdi.
İmamoğlu ile Kanal İstanbul’u savunan Murat Kurum arasındaki seçimde halkın tercihini İmamoğlu’ndan yana kullandığını belirten Uzun, bu durumun Erdoğan tarafından göz ardı edildiğini kaydetti. Erdoğan’ın “Ben her şeyin üstündeyim. Benim dediğim olur” anlayışıyla hareket ettiğini belirtti.
Uzun, Kanal İstanbul hakkında açıkça “yapılacak” demeyenlerin bu projenin alternatifleri üzerine düşünmeyi bırakmadığını, Sazlıdere Barajı havzasında başlatılan konut projesinin ardından eski genel müdürün gözaltına alınmasının dikkat çekici olduğunu belirtti.
İstanbul’un içme suyu kaynaklarından biri olan bu bölgedeki gelişmelerin halkın tepkisine neden olduğunu ifade eden Uzun, iktidarın karşı beklentilere rağmen projeyi sürdürmekte kararlı olduğunu aktardı. Gerçekten Kanal İstanbul’un yapılma ihtimalinin sorgulandığını, ancak asıl kaygının oradan elde edilecek rant olduğunu söyledi.
TOKİ’nin proje bulmakta zorlanırken Sazlıdere Barajı’nın havzası gibi önemli bir alanda konut projeleri başlatmasını eleştiren Uzun, bu durumun mantıksız olduğunu vurguladı. Gerçekten Kanal İstanbul hayata geçerse, bu alanın tehlikeye gireceğini belirtti.
Projenin reklamlarının yabancı televizyonlarda yaygın olarak dönmesi ve bölgede poz veren bakanlarla ilgili alaycı bir tonda konuşan Uzun, hükümetin kamuoyunu yanıltma çabasında olduğunu ima etti.
Uzun, Kanal İstanbul projesinin tehlikeli ve riskli olduğunu, sadece bugünkü durumu değil, gelecek kuşakları da etkileyecek bir proje olduğunu ifade etti. “16 milyon İstanbullu karar versin” önerisini de ileri götürerek, bu durumun herkes için bir zorunluluk olduğunu vurguladı.
İktidarın seçimle değişmesi için birçok neden olduğunu belirten Uzun, Kanal İstanbul inadının da iktidarı sandıkta göndermeye yeterli bir neden olduğunu söyledi. “Bu projeye geçit vermemek için bile mücadele etmeliyiz” diyerek konuşmasını tamamladı.