Kanada, ABD Başkanı Donald Trump’ın göreve başlamasından bu yana artan tehditler eşliğinde önemli bir seçime girdi. Genel seçimlerde, resmi olmayan sonuçlara göre iktidardaki Liberal Parti ilk sırada yer alırken, Muhafazakar Parti ikinci sırada konumlanıyor.
Yaklaşık on yıl boyunca Kanada Başbakanı olarak görev yapan Justin Trudeau’nun kamuoyunda oluşan memnuniyetsizlik nedeniyle istifa etmesi ardından, Liberal Parti’deki liderlik yarışını kazanarak seçimlere katılan Mark Carney, ilk deneyiminde başarılı bir sonuç elde etti.
CARNEY: TRUMP İLE GÖRÜŞECEĞİM
Seçim zaferini kutlayan Mark Carney, parlamentodaki tüm siyasi partilerle konstruktif bir işbirliği beklediğini dile getirdi. Destekçilerine hitap eden Carney, “Başkan Trump bizi parçalamaya çalışıyor ki Amerika bize sahip olabilsin, bu asla olmayacak” diyerek bu durumun kabul edilemez olduğunu vurguladı. Carney, ABD ile olan ekonomik ve güvenlik ilişkilerini görüşmek üzere Trump ile bir araya geleceğini belirtti.
LİBERAL PARTİ’NİN DÖRDÜNCÜ DÖNEMİ
Eski Merkez Bankası Başkanı ve siyasi tecrübesi bulunmayan Mark Carney, Liberal Parti’nin dördüncü dönemi için tarihi bir başarı elde etti. Seçimlerin ardından Kanada’nın resmi yayın organı CBC, Başbakan Mark Carney liderliğindeki Liberal Parti’nin yüzde 48,1 oy oranıyla önde olduğunu duyurdu. Pierre Poilievre’in başında bulunduğu Muhafazakar Parti, yüzde 42 oyla ikinci, Quebec Bloku Partisi ise yüzde 7 oyla üçüncü sırada yer aldı.
Liberal Parti’nin parlamentoda tek başına hükümet kurabilmek için yeterli koltuk kazanıp kazanmadığı ise henüz kesinleşmedi.
TRUMP’IN TEHDİTLERİ SEÇİMİ KRİTİK HALE GETİRDİ
ABD Başkanı Trump’ın, 20 Ocak’tan önce “Kanada ABD’nin 51. eyaleti olmalı” sözleri büyük tepki almıştı. Trump, göreve başladıktan sonra da bu yorumunu tekrar etti ve Kanada’dan ithal edilen otomobil ile kamyonlara ek tarife uygulanacağına dair açıklamalarda bulundu. Bu süreçte Carney, ABD ile olan geçmiş ilişkilerin sona erdiğini duyurmuştu.
Seçim günü, Trump sosyal medya üzerinden Kanada halkına “iyi şanslar” diyerek, ülkeyi ABD’nin 51. eyaleti haline getirme tehdidini yineleyerek ifade etmişti.
Trump’ın Kanada’ya yönelik tehditleri, bu seçimleri daha da hayati hale getirirken, birçok Kanadalı bunun hayatlarının en önemli seçimi olduğunu ifade etti.
CARNEY KİMDİR?
59 yaşındaki Mark Carney, 1988 yılında Harvard Üniversitesi’nden ekonomi lisans derecesi elde etti ve ardından Oxford Üniversitesi’nde ekonomi üzerine yüksek lisans ve doktorasını tamamladı.
Kanada, İngiltere ve İrlanda vatandaşlığına sahip Carney’in siyasette herhangi bir deneyimi bulunmamaktadır.
İNGİLİZ MERKEZ BANKASI’NI YÖNETEN İLK İNGİLTERE VATANDAŞI OLMAYAN KİŞİ
2008’den 2013 yılına kadar Kanada Merkez Bankası’nda görev alan Carney, 2013 ile 2020 yılları arasında İngiltere Merkez Bankası’nın liderliğini üstlendi. Kanada’nın 2008 mali krizinin olumsuz etkilerini yönetmesinde önemli bir rol oynadıktan sonra, 1694’ten beri İngiltere Merkez Bankası’nı yöneten ilk İngiliz olmayan kişi olarak göreve başladı.
2020 yılındaki Birleşmiş Milletler’in İklim Eylemi ve Finans Özel Temsilcisi olarak atandığı görevine devam etmektedir.
Ayrıca eski bir Goldman Sachs yöneticisi olan Carney, 2003 yılında Kanada Merkez Bankası’na başkan yardımcısı olarak atanmış ve ülkede Londra, Tokyo, New York ve Toronto’da 13 yıl boyunca çalışmıştır.
TRUDEAU’NUN İSTİFA SÜRECİ
Nisan 2013’ten beri Liberal Parti’nin liderliğini üstlenen ve Kasım 2015’ten bu yana Kanada Başbakanı olarak görev yapan Trudeau, son dönemlerde iç partideki memnuniyetsizlik ve kamuoyu desteğindeki düşüşle karşılaşıyordu.
İktidardaki Liberal Partinin 153 milletvekilinden 24’ü, “gelecek seçimlerde yenilgi riski nedeniyle” Trudeau’ya istifa etmesi çağrısında bulunmuştu. Trudeau, Ocak ayında düzenlediği basın toplantısında, iç çekişmelerin üzerine, “Gelecek seçimlerde en iyi seçenek olamayacağım gerçeğinin farkındayım. (İktidardaki Liberal) Parti yeni bir lider seçtikten sonra liderlik ve başbakanlık görevlerinden istifa etmeyi düşünüyorum” şeklinde konuşmuştu.
Justin Trudeau, Kanada Ulusal Parlamentosu’nun aylardır etkisiz olduğunu ve parlamentoda yeni bir başlangıç yapılması gerektiğini belirtti.