1. Haberler
  2. Sağlık
  3. Hava Kirliliği Çocukların Beyin Gelişimini Etkiliyor

Hava Kirliliği Çocukların Beyin Gelişimini Etkiliyor

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Barselona Küresel Sağlık Enstitüsü tarafından gerçekleştirilen bir araştırma, Environment International isimli bilim dergisinde yayımlandı. Bu çalışmada, erken ve orta çocukluk döneminde diğer çocuklara göre daha yüksek hava kirliliğine maruz kalan çocukların beyinlerindeki bazı önemli bölgeler arasında zayıf bağlantılar olduğu ortaya kondu.

Hava kirliliğinin beyin gelişimi üzerindeki etkilerine odaklanan bu çalışma, belirli kortikal ve subkortikal beyin ağları içinde ve bunlar arasında işlevsel bağlantıların azaldığını gözler önüne seriyor. Bu ağlar, düşünme, algılama ve hareket gibi farklı bilişsel işlevleri gerçekleştiren, birbirleriyle etkileşim halindeki beyin yapıları sistemlerini kapsıyor.

Çalışma, Hollanda’nın Rotterdam kentinde 3 bin 626 çocuğun verilerinin incelenmesiyle gerçekleştirildi. Katılımcıların, ikamet ettikleri bölgelerdeki hava kirliliğine maruz kalma durumları, PM2,5 ve PM10 partikülleri ile azot dioksit üzerinde yapılan ölçümler aracılığıyla istatistiksel modellere dahil edildi. Elde edilen veriler ile beyin bağlantıları, 13 kortikal ağ ve 3 subkortikal bölge, amigdala, hipokampüs ve kaudat çekirdek arasında analiz edildi.

Çocukların yaklaşık 10 ve 14 yaşlarındaki beyin görüntüleme teknikleri kullanılarak iki kez tarandığı bildirildi. Ayrıca doğumdan 3 yaşına kadar geçen sürelerde maruz kalınan hava kirliliği durumu da göz önüne alındı.

Elde edilen bulgular, doğumdan 3 yaşına kadar daha fazla hava kirliliğine maruz kalmanın amigdala ve somatomotor fonksiyonlar ile kortikal ağlar arasındaki bağlantıları zayıflattığını ortaya koydu.

AKCİĞER VE BEYNE ULAŞABİLİYORLAR

Çocukluk döneminde hava kirliliğinin sağlık üzerindeki etkileri hakkında bilgi veren Doç. Dr. Ayta, hava kirliliğini iç ve dış ortam havasının kimyasal, fiziksel veya biyolojik maddelerle kirlenmesi olarak tanımladı.

Evsel ısınma, yemek pişirme, trafik, sanayi faaliyetleri, enerji üretimi ve orman yangınları gibi başlıca sebeplerden kaynaklanan hava kirliliğinin, ozon, kükürt dioksit, azot dioksit, sülfür dioksit ve çeşitli boyutlardaki partiküllerle oluştuğu ifade edildi.

Partikül maddeler (PM), 2.5 ile 10 mikrometre arasında olanların kaba partiküller (PM2.5 ve PM10), 0.1-2.5 arasında olanların ince partikül, 0.1 mikrometreden daha küçük olanların ise çok ince partikül olarak tanımlandığı belirtildi. Ayta, “Özellikle ince ve çok ince partiküller, akciğer hücreleri aracılığıyla doğrudan kan dolaşımına karışabiliyor. Ayrıca, koku alma sinirleri üzerinden doğrudan beyne ulaşabildikleri de gösterilmiştir” dedi.

Anne karnında hava kirliliğine maruz kalmanın erken doğum, bebeğin yeterince gelişememesi, düşük doğum ağırlığı ve doğum sonrası solunum problemleri gibi olumsuz etkilere yol açabileceğini vurgulayan Ayta, aileler ve uzmanların bu konudaki farkındalığını artırması gerektiğine dikkat çekti.

Ayrıca hava kirliliğinin arttığı dönemlerde epilepsi ve baş ağrısı gibi rahatsızlıklarla hastanelere başvuru sayısında artış yaşandığına dikkat çeken Ayta, Multiple Skleroz (MS) hastalığı ile Parkinson ve Alzheimer gibi hastalıklarda da hava kirliliğinin etkilerinin olabileceğini dile getirdi.

“ANNE KARNINDAN ERKEN ÇOCUKLUK VE YAŞLILIK EN HAÇ İNGİNLİ DÖNEMLER”

Hamilelik, erken bebeklik, çocukluk ve yaşlılık dönemlerinde hava kirliliğinin etkisinin en fazla görüldüğünü belirten Ayta, “Çocuklar boyları nedeniyle yere daha yakınlar ve havanın diğer kısımlarına göre çöken partiküllerden etkilenme riski taşırlar. Üstelik, henüz üst solunum yolu sistemleri gelişmediğinden hava kirliliğindeki maddeleri filtrelemekten acizler. Hava kirliliğinin çocukların beyin gelişimini, dikkat ve öğrenme süreçlerini etkilediği, hatta otizm spektrum bozukluğuna yol açabileceğine dair yayınlar mevcuttur” ifadesini kullandı.

İklim krizi nedeniyle yaşanan orman yangınları ve aşırı hava olaylarının, özellkle çocuk ve ergenlerde kaygı bozukluklarına sebep olduğu ifade edildi. Ayta, durumu kritik boyutlara ulaştırarak depresyon ve travma sonrası stres bozuklığı gibi daha ciddi sorunların ortaya çıkabileceği konusunda uyardı.

Ayrıca hava kirliliği ile mücadelede mevcut durumun doğru bir şekilde analiz edilmesi gerektiğine dikkat çeken Ayta, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın hava kalitesi ölçüm istasyonları ile uzmanlar tarafından hazırlanan raporların dikkate alınması gerektiğini vurguladı.

HAVA KİRLİLİĞİNİ AZALTMA YOLLARI

Hava kirliliği ile başa çıkmak için fosil yakıtların kullanımının azaltılması gerektiğini ifade eden Ayta, “Fosil yakıtları terk etmek önemli bir adım; ancak enerji ihtiyacımız olduğu da ortada. Bu bağlamda elektrikli araçlar üzerinde durabiliriz, fakat bu enerjinin nasıl üretileceği sorusunu da gündeme getirmeliyiz. Yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmek mantıklı bir seçenek olabilir. Örneğin, İstanbul’da güneş enerjisi paneli olan bina sayısı oldukça az. İstanbul’daki güneşli günlerden daha fazla faydalanarak, alışkanlıklarımızı değiştirerek ve tüketimi azaltarak hava kirliliğini azaltmak mümkün” dedi. Ayrıca Ayta, Türkiye’de hava kalitesini izlemeye yönelik istasyon sayılarını artırmak, doğru modellemelerle bu istasyonları uygun yerlere yerleştirmek ve elde edilen verileri şeffaf bir biçimde paylamak gerekli olduğunu sözlerine ekledi.

Hava Kirliliği Çocukların Beyin Gelişimini Etkiliyor
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Haber Cephesi - Türkiye'den ve Dünya'dan Son Dakika Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin