Hatay’ın Dikmece Mahallesi’nde, zeytinlikler ve buğday tarlalarının TOKİ konutları bahane edilerek yok edilmeye çalışılması, bölge halkının tepkisini toplamaya devam ediyor. Asırlık zeytin ağaçlarının kesimi, sadece doğayı değil, bu doğanın içinde yaşayan binlerce canlı için de bir tehdit oluşturuyor. Deprem felaketinin ardından bir travma daha yaşayan topluluk, yaşam alanlarının bilinçli bir şekilde yok edilmesine karşı duyduğu rahatsızlığı dile getiriyor.
“Adres yine Dikmece: Yine zeytinlik, yine talan”
Dikmece Mahallesi yeniden Türkiye gündeminin odağı haline geldi. Hatay’ın verimli arazilerinde TOKİ konut projeleri gerekçesiyle zeytinlikler ve buğday tarlaları birer birer yok edilmektedir. Hala tapulu olan arazilere el konulmakta, yüzyıllardır var olan zeytin ağaçları kesilmekte ve birkaç ay sonra hasat edilmesi planlanan buğdaylar toprak altında kalmaktadır. Bu durum, izleyenler üzerinde derin bir üzüntü bırakmaktadır.
“Yok edilen sadece toprak değil, bir yaşam kültürü”
Dikmece sakinleri, depremin yıkıcı etkilerini atlatmaya çalışırken, geçim kaynaklarını kaybetme tehdidi ile yüz yüze kalıyor. Bölgenin yüzde 80’i şimdiden betonlaşmış durumdayken, kalan %20’nin de aynı kaderi paylaşacağından endişe ediliyor. Verimli tarım arazilerinin kaybı, yalnızca ekonomik bir darbe değil, aynı zamanda kültürel bir çöküş anlamına geliyor. Nesiller boyu süregelen tarımsal üretim kültürü hızla yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalıyor.
“Asırlık zeytin ağaçları kesiliyor: Biyoçeşitlilik alarm veriyor”
Bir ağacı kesmek, yalnızca o ağacın kaybı anlamına gelmemektedir. Antakya Çevre Koruma Derneği’nin Dikmece’de yaptığı saha çalışmaları, bu gerçeği ortaya koymaktadır. Kesilen zeytin ağaçlarının arasında yuvalarını kaybetmiş, yavrusunu arayan kuşların olduğu gözlemlenmiştir. Öte yandan, bazı kuşların ağacın dibinde ölü olarak bulunduğu bildirilmektedir. Bu durum, ekosistemdeki ciddi yıkımı gözler önüne sererken, plansız uygulamalar nedeniyle birçok canlının göç etmesine veya yok olmasına neden olmaktadır.
“Verimli topraklar yerine neden hazine arazisi değil?”
İronik bir durum da şu: Hazineye ait arazilere dokunulmazken, özel mülkiyete konu olan verimli tarım arazileri ve asırlık ağaçlar ısrarla hedef alınmakta. Bu durum yalnızca Dikmece’de değil, birçok mahallede benzer şekilde yaşanmaktadır. Mahalle halkı ve çevreciler, bu hukuksuz uygulamalara karşı direnişlerini sürdürmektedir.
“Halk yalnız değil: Hukuki süreç başlıyor”
Antakya Çevre Koruma Derneği, ilk günden itibaren Dikmece halkının yanında olduklarını ve bu desteklerinin devam edeceğini duyurdu. Dernek yetkilileri, hukuki sürece aktif olarak katılacaklarını belirtti. Buğday tarlalarının, zeytinliklerin ve dolayısıyla bölgenin geleceğinin korunması için kararlı bir şekilde mücadelelerinin süreceği ifade edildi.