Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Kayseri’de bir kafede düzenlenen ‘Küresel Vicdan’ konulu söyleşide üniversite öğrencileriyle bir araya geldi. Davutoğlu, burada yaptığı açıklamalarda, “Gazze’yi niye insansızlaştırmak istiyorlar? Çünkü burada, 2006 yılında keşfedilen büyük doğal gaz kaynakları mevcut. Ben savaş yanlısı değilim. Barış için 2009-2012-2014 savaşlarında, ateşkesi bizzat sağladım. Katar’da, Mısır’da Amerika ile görüşmeler yaparak bu süreci yönettim. Bir gün birisi bana, ‘Bizim ne derdimiz var Filistin’le, ne işimiz var?’ dedi. Ben de ona, ‘4 Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, Filistin’de savaşmıştır’ dedim. Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü, Cemal Gürsel ve Cevdet Sunay, hepsi Gazze’de savaştı. Şimdi Somali’ye gidin. Furkan Doğan, bu salona adını veren yiğit kardeşimizdir. Hepiniz onu burada toplandığınızda rahmetle anacaksınız. Mavi Marmara’da şehit düşen kahramanları da anmayı unutmayın. O olayda geçirdiğim 3 gün, hayatımın en zorlu dönemleriydi. Ancak İsrail ile yaşanan bu süreç, bana farklı bir perspektif kazandırdı” şeklinde konuştu.
‘YARDIM TALEP EDİLDİĞİNDE ELİMDEN GELENİ ARKAMA KOYMAM’
Bir gazetecinin, ‘Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı teklifi gelmesi’ durumunda nasıl bir karar vereceğine dair sorusunu yanıtlayan Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Hayatımı ilkelere göre yaşamış biriyim. Akademik hayatta savunduğum değerleri, dışişleri bakanı ve başbakan olduğum süre boyunca da benimsedim ve ayrıldıktan sonra da aynı çizgide kaldım. ‘Siyasi ahlak, şeffaflık’ benim için önceliklidir. Dünkü konuşmamda da belirttiğim gibi, burada siyaset yapmayacağıma söz verdim. Ne kadar çatışma olsa da, ülkenin başında kim olursa olsun, ‘Devlet darda, millet sıkıntıda’ dendiğinde, yardım talep edildiğinde elimden geleni yaparım. Başbakanlığımı bırakırken, nefsimi ayaklarımın altına aldığımı ifade ettim. Bu kolay bir şey değil.”
‘BANA İHTİYAÇ OLMADIĞINA İNANMASAM, SİYASETİ BIRAKIRDIM’
Davutoğlu, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Başbakanlığı bıraktıktan sonra, 1-2 hafta içinde Ulu Cami’de büyük bir kalabalıkla karşılaştım. Biri kalabalığı yararak yanıma geldi ve ‘Ben 30 senedir muhtarım, muhtarlığı bırakamadım. Siz başbakanlığı nasıl bıraktınız?’ diye sordu. Ben de yine nefsimi ayaklar altına alarak, ‘Bana yapılan hakaretlere, trollerin saldırılarına rağmen, eğer devlete ve millete katkım olacaksa, bunu vatanseverlik olarak değerlendirip gereğini yaparım’ dedim. Türkiye’de devleti kılcal damarlarına kadar tanıyan iki kişiden birinin ben olduğuma inanıyorum. Eğer bana ihtiyaç olmadığına inanmasaydım, siyaseti bırakırdım. Ancak ihtiyaç var ki bu yolda devam ediyorum. Bu, benim vereceğim bir karar değil. İlkelerim doğrultusunda gerekeni yaparım” dedi.
*Haberin görselleri AA tarafından servis edilmiştir.
