İstanbul Aile Hekimliği Derneği (İSTAHED) Bilim Komisyonu Üyesi Dr. Salih Bağdadioğlu, hasta hakları konusundaki önemli bilgileri paylaştı. Bu özel günde, hasta haklarının tarihçesi, temel ilkeleri, hastaların sorumlulukları ve sağlık çalışanlarına yönelik şiddet gibi konuları kapsamlı bir şekilde ele aldı.
“Hasta haklarının ilk ortaya çıktığı yer Amerika Birleşik Devletleri’dir. 1972 yılında Amerika Hastaneler Birliği, ‘Hasta Hakları Bildirgesi’ni yayımladı. Bu tarihten önce, hasta-hekim ilişkisi, uluslararası sözleşmelerin etkisinde olan geleneksel tıp etiği ilkelerine dayanmaktaydı. Ülkemizde ise hasta haklarıyla ilgili düzenlemeler 1998 yılında yürürlüğe girmiştir.”
“Hasta, adalet ve hakkaniyet ilkeleri doğrultusunda ırk, dil, din, cinsiyet veya ekonomik durum ayrımı olmaksızın sağlık hizmetlerinden eşit şekilde yararlanma hakkına sahiptir. Ancak bazı bireyler, sağlık hizmeti sunulurken öncelikli hasta gruplarını (acil durumdakiler, engelliler, gebeler, yenidoğanlar vb.) göz ardı edebilmektedir. Sağlık çalışanları, tıbbi öncelikleri dikkate almakla yükümlüdür.”
BİLGİ EDİNME HAKKI
“Hastalar, sağlık hizmetleri ve imkanları hakkında bilgi alma hakkına sahiptir. Ancak bu bilgi edinme hakkı, hastanın sağlık konularındaki sorumluluğunu hekime devretmez. Hekim, her an sorulabilecek bir bilgi kaynağı olarak görülmemelidir. Hastaların, hekimin kendilerine ayırabileceği makul süreler içinde bu bilgiyi alma hakları vardır. Örneğin, acil servise başvuran bir hasta, hekime ‘magnezyumun etkileri’ hakkında bilgi talep etmemelidir. Hekim, diğer hastalar için ayırması gereken süreyi düşünerek bilgiyi vermekten kaçınabilir.”
“TIBBİ MÜDAHALELERDE HASTA RIZASI ESASTIR”
“Tıbbi müdahaleler için hastanın rızası gereklidir. Eğer hasta 18 yaşından küçükse ya da akli melekeleri tam değilse, izin velisinden veya vasisinden alınmalıdır. Eğer hasta veya velisi mevcut değilse ve müdahale edilmediği takdirde hayati tehlike söz konusuysa, bu durum göz önünde bulundurulmaz. Ancak 18 yaş altı hastalar, velisi olmadan muayene edilmemelidir. Velisi yanında olan hastalar için de, yapılacak müdahalenin nedenleri ve etkileri, hastanın anlayacağı dille açıklanmalıdır.”
“SAĞLIK KURULUŞUNU SEÇME HAKKI SINIRSIZ DEĞİLDİR”
“Hastaların, tabi oldukları mevzuatın belirlediği usul ve şartlara uygun olarak sağlık kurumlarını seçme hakkı vardır. Ülkemizdeki hekim sayısı, OECD ortalamasının yarısı kadar olduğundan, hastaların sık sık hekim değiştirme imkanı sınırlıdır. Ayrıca, hekim ve kurum değiştirmek, hastanın tedavi sürecini olumsuz etkileyebilir.”
MAHREMİYET HAKKI VURGUSU
“Hastaların mahremiyetine saygı gösterilmesi esastır. Sağlık durumu ile ilgili tıbbi değerlendirmeler gizli tutulmalıdır. Muayene ve tedavi süreçlerinde asgari gizlilik şartları sağlanmalıdır. Hastaların seçtikleri bir yakını, tıbben sakınca yoksa yanlarında bulunabilir. Ancak tedavi sürecine doğrudan etkisi olmayan kişilerin ortamda bulunmaması gerekir. Eğer bulunacaklarsa, hastalar önceden bilgilendirilmelidir. Sağlık hizmeti nedeniyle elde edilen bilgiler, mahkeme emri olmadığı sürece üçüncü şahıslarla paylaşılmamalıdır. Hekimlerden istenen poliklinik kayıtları da bu gizliliğe dahildir. Mahkeme kararı olmayan durumlarda, sağlık bilgilerini paylaşan kişiler sorumluluktan kaçamazlar.”
“TEDAVİYİ REDDETME HAKKI BİLİNÇLİ KULLANILMALIDIR”
“Hastalar, kendilerine uygulanması planlanan tedaviyi reddetme ya da durdurma hakkına sahiptir. Ancak tedavi uygulanmazsa doğabilecek zararlar hastaya anlatılmalı ve bu durum yazılı olarak belgelendirilmelidir. Eğer reddetme durumunda hayati tehlike söz konusuysa, savcılığa bilgi verilmelidir. Hastanın tedaviyi reddetmesi, gelecekte aynı tedavi merkezine gitmesini engellemez ve bu, hizmet verilmemesi için bir bahane olamaz.”
“SAĞLIKTA SAYGI KARŞILIKLIDIR”
“Hastalar, sağlık çalışanlarından saygılı ve anlayışlı davranış bekleme hakkına sahiptir. Aynı şekilde, sağlık çalışanları da hastalardan saygı bekleme hakkına sahiptir. Bu hak, sadece hasta hakları değil, insan hakları çerçevesinde de ele alınmalıdır.”
“HASTALAR DİNİ VECİBELERİNİ YERİNE GETİREBİLİR”
“Tıbbi gerekliliklere engel olmadığı sürece, hastalar sağlık tesisinin imkanları ölçüsünde ve alınan tedbirler çerçevesinde inançları doğrultusunda dini vecibelerini yerine getirebilir.”
“HASTALAR DAVA AÇMA HAKKINA SAHİPTİR”
“Hasta haklarının ihlali durumunda, hastaların ve yakınlarının mevzuat çerçevesinde her türlü müracaat, şikâyet ve dava hakları bulunmaktadır.”
“HAKLARIN YANINDA SORUMLULUKLAR DA VARDIR”
“Hastaların uyması gereken kurallar ve yerine getirmeleri gereken sorumluluklar da vardır. Sağlık kuruluşlarının kurallarına uygun davranmalı ve teşhis ile tedavi sürecinde aktif bir katılımcı olmalıdırlar. Sağlık geçmişlerini, gördükleri tedavileri ve kullandıkları ilaçları eksiksiz bir şekilde hekimlerine bildirmelidirler. Hekim tarafından belirlenen kontrol sürelerine uymalı ve randevu saatlerine dikkat etmelidirler. Öncelik tanınan hastaların haklarına saygı göstermelidirler. Ayrıca, sağlık çalışanlarına yönelik sözlü veya fiziksel saldırılardan kaçınılmalıdır. Haklarının ihlal edildiğini düşünen hastalar, hasta hakları birimlerine başvurmalıdır.
Hasta olmak, yalnızca haklara sahip olmak değil; bu hakları saygılı ve ölçülü bir şekilde kullanma sorumluluğunu da taşımaktadır. Gereksiz yere acil servisi meşgul eden bir hasta, acil durumda olan başka bir bireyin hayatını tehlikeye atabilir. Randevu alıp gelmeyen veya randevusunu iptal etmeden vazgeçen hastalar, diğer hastaların sağlık hizmetine erişimini geciktirir. Hekimin önerilerini dikkate almamak ve yanlış bilgi vermek, hem bireyin sağlığını hem de sağlık çalışanlarının karar alma süreçlerini olumsuz etkiler. Bu tür örnekler, hakların kötüye kullanımının toplum sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini ortaya koymaktadır.”
İstanbul Aile Hekimliği Derneği (İSTAHED) Bilim Komisyonu Üyesi Dr. Salih Bağdadioğlu
Dr. Salih Bağdadioğlu, açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“Sağlık hizmeti, bir ekip işidir. Hekim, hemşire, e




