Antalya’da 23-27 Nisan tarihleri arasında gerçekleşen 15’inci Türk Alman Jinekoloji Kongresi’nde, gebelik döneminde aşı uygulamaları üzerine önemli tartışmalar yapıldı. Sağlık Bakanlığı, mart ayında güncelleyerek yürürlüğe koyduğu yeni gebelik dönemi aşı takviminde, anne adaylarının ve doğacak bebeklerinin boğmacaya karşı korunmasına dair düzenlemeler getirdi. İkinci ve üçüncü trimester boyunca, 36’ncı gebelik haftasına kadar uygulanacak tetanos ve difteri aşısına ek olarak, boğmaca aşısı da aile sağlığı merkezlerinde gebelere ücretsiz olarak sunulacak. Prof. Dr. Özlem Pata, bu aşı sayesinde anne ve fetüsün yanı sıra, doğum sonrası bebeğin ilk 6 ay boyunca boğmacadan korunacağını vurguladı.
Kongre Başkanı Prof. Dr. Cihat Ünlü, gebelikte güvenle uygulanabilen boğmaca aşısının, sadece annenin değil, aynı zamanda anne karnındaki bebeğin de enfeksiyonlardan korunmasını sağladığını belirtti.
Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Özlem Pata, gebelik sürecinin enfeksiyonlara karşı korumasız bir dönem olduğunu dile getirirken, “Gebelik süresi 280 gün ile sınırlıdır ve bu süreçte kadında birçok fizyolojik değişiklik meydana gelir. Gebelik esnasında bazı enfeksiyonlara karşı annenin korunma kapasitesinin düştüğü gözlemlenmektedir. Bu nedenle Dünya Sağlık Örgütü ve Sağlık Bakanlığı, gebelik döneminde belirli aşıların yapılmasını tavsiye etmektedir. Özellikle sonbahar ve kış aylarında gebe kalan kadınların grip aşısını muhakkak yaptırması gerekmektedir. Ayrıca grip aşısı dışında tetanos ve bağışıklık durumu uygunsa Hepatit aşısının da yaptırılması önem arz etmektedir,” dedi.
“GEÇEN YIL 3 BEBEK BOĞMACADAN ÖLDÜ”
Prof. Dr. Pata, boğmaca aşısının %100 koruma sağlamak amacıyla gebelik süresince bir kez uygulanmasının gerekliliğine vurgu yaparak şu bilgileri paylaştı: “Normalde boğmaca aşısı çocukluk döneminde yapılmaktadır. Ancak bu aşıdan sonra oluşan antikorlar, 10 yıl içinde azalır. 20’li ve 30’lu yaşlara geldiğimizde, çocuklukta yaptırdığımız aşının koruma oranı yarıdan azalmaktadır. Bu durum, özellikle 2010 ve 2014 yıllarında İngiltere ve Kaliforniya’da boğmaca kaynaklı can kayıplarının yaşanmasına neden olmuştur. Geçtiğimiz yıl ise Diyarbakır’da bir ay içerisinde 3 bebek boğmaca sebebiyle hayatını kaybetti. Bebekler, 2, 4 ve 6’ncı aylarda aşılanmakta, ama ilk 6 ayda bu aşıların koruyuculuğu tam oturmamaktadır. Bu nedenle, 28-32’nci haftalarda gebelere bir doz boğmaca aşısı yapılması, emzirme sırasında annenin antikorlarının bebeklere geçmesi açısından kritik önem taşımaktadır.”
Son yıllarda, aşıya karşı toplumda bir tepki oluştuğuna ve bu tepkiyle birlikte yanlış bilgilerin yaygınlaştığına dikkat çeken Prof. Dr. Pata, “Temiz su kaynaklarının bulunmasından sonra hastalıklardan korunmada en etkili yöntem aşılama olmuştur. Aşıdan korkmamak gerektiğini vurgulamak istiyorum; aşı hayat kurtarır. Daha önce de söylediğim gibi, bu aşılar güvenilir. Ne size, ne bebeğinize, ne de anne karnındaki fetüse zarar vermeyen aşıdır,” şeklinde konuştu.
PROF. DR. ÜNLÜ: AŞILARDAN ÜÇLÜ KORUMA
Gebelik dönemi aşılamalarıyla ilgili yanlış bilgilere doktorlar arasında dahi rastlandığını belirten Prof. Dr. Cihat Ünlü, “Halk arasında aşıların zararlı olabileceğine dair yanlış bilgiler var. Ancak aşılar, hastalar için hiçbir risk taşımamaktadır. Günümüzdeki aşılar, pek çok hastalıktan koruma sağlamaktadır. Örneğin, grip aşısı gebelikte çok faydalıdır. Zira grip, gebelik sırasında çok daha ağır geçmektedir. Boğmaca aşısı ise sadece anneyi değil, aynı zamanda bebeği de korumaktadır. Dolayısıyla bu aşılar, anne, anne karnındaki bebek ve doğan bebek açısından üç kat fayda sağlamaktadır. Bu sebeple kadınlarımızın aşılamaya gitmelerini öneriyoruz,” dedi.
